yandaş medya nasıl olunur - II
İngiliz seçimleri tefrikasına dün başlamıştım. Hatırlatmak gerekirse, İngiltere’ye bakınca Türkiye’deki yandaş medya tartışmaları fazla naif kalıyor. Bugünkü seçimden önceki son virajda, dünün İngiliz gazeteleri, belki halen anlamayan vardır diye, manşetlere son bir gayret kendi tercihlerini çıkardılar. Aksini yapmamaları için halkı uyarmayı da ihmal etmeden tabii…
Özetleyelim. En çok oyu almasına kesin gözüyle bakılan Muhafazakar Parti’yi ve onun lideri David Cameron’u destekleyen Daily Express iyiden iyiye intikamcı bir ton tutturmuştu: “Bu İngiltere için önemli bir an. Ülke İşçi Partisi hükümetinin 13 yıllık yönetiminde sürekli düşüşteydi. Şimdi her şey Cameron’la değişebilir. Ama onun da tek başına iktidar olması gerek. Bu yüzden gazetemiz Daily Express okurlarından Muhafazakârlar’a oy vermesini istiyor. Mevzubahis olan ülkenin geleceğidir.
Kaybedeceğini artık lideri Gordon Brown’un da kabul ettiği İşçi Partisi’ni destekleyen Daily Mirror da savaş baltalarını biliyordu. Ve diyordu ki: “Eton Koleji’nde eğitim gören elit David Cameron seçimden sonra sizi gözüne kestirmiş olabilir. Cameron, seçimden hemen sonra, kamudaki 40 bin işi ortadan kaldıracak, ihtiyaç sahiplerine çocuk yardımını kesecek, 2400 polis ile 14200 öğretmenin görevine son verecek. Siz de onun hedefinde olabilirsiniz."
Sürpriz bir şekilde atağa kalkan ve bazı anketlerde İşçi Partisi’nin bile önünde görünen Liberal Demokrat Parti ve onun genç lideri Nick Clegg’i destekleyen The Independent ise bambaşka bir ton tutturmuştu. Entelektüel eğilimleriyle tanınan gazete iki partili siyasi yapının işlemediğini söylüyor, okurlarından da ona bir son vermesini istiyordu: “Liberal Demokratlar’a akın çok değerli bir şeyi ortaya çıkardı: Bir kuşaktır ilk defa siyasi düzenin radikal revizyonu için bir imkân belirdi. Halk kendi oyunun işe yarayabileceğini hissetti. Clegg’in partisi çarpıcı bir iş yaptı. Ama İngiliz siyasetinin kabuğu çatlasa da halen kırılmadı. Eski usul siyasetin menfaatleri halen galip gelebilir. “Eski tas eski hamam” siyaseti bu defa bir Muhafazakâr hükümetin sürdürmesi riski var.”
İngiltere’de oyunun kuralları farklı. Açıktan açığa “AK Parti’ye oy verin” diyen bir Sabah’ı ya da “Recep Tayyip Erdoğan’ı tarihten silin” diye manşet atan bir Hürriyet’i göz önüne getirebiliyor musunuz? Kan gövdeyi götürürdü herhalde.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eve dönmenin yolları
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
The Village from Pedro Sousa | visuals on Vimeo . Arkadaşlarım bir bir tatile gidiyor. Öyle tatil köyü, otel motel sevmiyorlar. Küçücük kö...
-
Bu piyano, bu ses, bu söz... Bir dünya. Fısıldaşın dalgalar. Pıçıldaşın lepeler...
-
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Eski defterlerimden birine not almışım: Telefonun çalmıyorsa bil ki benim. Jimmy Buffett... Kimdir bu adam? Tamam havalı bir laf da, niye...
-
Dağ başında bir bakkal dükkânı. Muz ve incir tezgâhlarının yakınında. Dışarısı kavruluyor, içeride klima serinliğinden burnunu çıkarmak iste...
-
Ken Loach'un son filmi 'Old Oak'unu daha seyredemedim, gerçek anlamda son filmiymiş meğer. 87 yaşında. Kendisi açıklamış. Aslınd...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?