haiku herman
Avrupa Birliği’nin Lizbon Anlaşması’yla belirlenen yeni teşkilâtlanması heyecanla karşılandı ama teşkilâtın başına getirilen isimler çok eleştirildi. Bu senenin başında birliğin başkanlığına Belçika eski Başbakanı Herman van Rompuy, dışişleri bakanlığına da, daha önce AB Komisyonu’nda Ticaret Komiserliği görevini yürüten İngiliz Catherine Ashton seçilmişti. Bilen bilmeyen “düşük profilli” tanımını bu ikilinin üzerinden öğrendi; ikisi de sürekli “koltuğu dolduramamakla” ya da “silik olmakla” suçlandılar. Dün Lady Ashton’un görevi bırakabileceği haberi geldi. Anlaşılan bu eleştirilerden artık sıkılmış.
Van Rompuy da gidicidir bence; ama onu özel kılan yanını atlamayalım. Belçikalı van Rompuy’un arada bir sergilemekten zevk duyduğu bir meziyeti var. AB Başkanı bir haiku şairi; üstelik geçen aydan beri haikularını topladığı bir kitabı da mevcut. O kadar ki Haiku Herman da deniyor kendisine.
Haiku Japonların geliştirdiği bir şiir türü; ortadaki yedi diğerleri beş heceden ibaret üç dizeyle kuruluyor. Kafiye yok. Huffington Post’un söylediğine göre dünyada ancak 4 bin kadar haiku kitabı bulunuyor (biri de Metin Üstündağ’ın yeni çıkardığı Apartman Haikuları olsa gerek.
Peki nasıl yazıyor van Rompuy? İşin piri Japonlar’a bakılırsa pek yetenekli sayılmaz. Soğuk görüntüsünün altında sanki istese birliği dağıtmasına yetecek hırsı olduğundan şüphelendiğim Belçikalı’nın anlaşılan özgüveni de çok yüksek ki, en son tereciye tere satarken görüldü ve geçen hafta Japonya’ya yaptığı bir ziyarette, Başbakan Yukio Hatoyama’nın yanında şu dizeleri döktürdü:
“The sun is rising
sleeping yet in Europe
but still the same sun”
Söylenenleri boşa çıkarmıyor gerçekten, adamın şiiri de düşük profilli. Eh yine de hiç yoktan iyidir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
ilk burdurlu
A. ile bir kafeden çıkmıştık ki, aceleyle dönüp bir şey unuttum mu diye masanın üzerine bir daha baktım. Unutmamışım. O sırada yanımızda bir...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
Biz Bağışladığın özgürlüğe yeğdir biçtiğin zından sonsuz güzelleşecek dünya biz kurduğumuz zaman senin verdiğin umudu ...
-
"(...) Yani bir eskrim sporu niye var diye soruyorduk Konservatuvar’a girdiğimizde. Niye eskrim diye ders var? Rahmetli Sait Tayla çok...
-
Melvyn Bragg’ın ‘In Our Time’ podcast’ında Hititler bölümü ... Üç akademisyen (ki biri Bilkent’ten İlgi Gerçek) oturup konuşuyor Bin tanrılı...
-
İranlı bir kadının işlettiği bir kafedeyim. Bir ay önce yine buraya gelmiştim. Verdiğim siparişi hatırladı: Çırpılmış yumurta ve Americano (...
-
Javaplein'deki kütüphaneye geldim. Birkaç Türk oturmuş, kütüphanenin orta yerinde siyaset konuşuyorlar. Yaşlıca bir adam "Türkiye’...
-
O kadar hızlı geçiyorlar ki kaldırımlardan. Omuzları düşük, başları öne eğik, rüzgârlı virgüller. İki nokta arasının doyumsuz seyyahları. Ak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?