kefiyeli meydan
Taksim’in 1 Mayıs kutlamalarına açılmasının tek sonucu işçilerin meydanlarına kavuşması değil. Taksim Meydanı artık her gösterinin 1 numaralı adresi. En başta da İslami referansı olan gösterilerin... İsrail’in Gazze’ye giden yardım filosuna saldırmasından sonra göstericiler adres olarak bir zamanların klasiği Beyazıt Meydanı’na gitmedi. 2009’un dev Gazze mitinginin gerçekleştiği Çağlayan’ı da seçmediler. Senkronize bir şekilde Taksim Meydanı’na geldiler.
Taksim’de çalışmanın bir faydası var; istediğiniz zaman gidip Meydan’da neler olduğuna bakabiliyorsunuz. Meydana çıktığımda göstericiler yeni yeni birikiyordu. Konuşmaların 12’de başlayacağı söyleniyordu ama sloganlar çok önceden atılmaya başlanmıştı. Tekbirler salavatlar derken herkese –bence- tuhaf bir tavır sindi. Kimse ne dozda bir gösteri yapılacağını bilmiyor gibiydi. Lanet mi okunacak, intikam mı istenecek, ne söylenecek? İş günü olmasından meydana en çok kadınlar ve gençler gelmişti. Epey de bir çocuk vardı. Televizyondan belki öyle görünmüyordur ama genelde bir gösteri bütünlüğü de yoktu ortada. Birçok farklı grup kendi meşrebince farklı farklı sloganlar bağırıyordu.
Konuşmalarda şiddeti tasvip etmeyen ama dünyanın tüm Müslümanlar’ına –özellikle de Türkiye’dekilere- dayanışma öneren mesajlar verildi. Ama birçok insan ne söylendiğini anlamaya çalışsa da, miting havası kalmamıştı. Herkes kendi arasında konuşmayı tercih ediyordu.
Saat 3’e doğru meydana topyekûn seslenen konuşmalar sona erdi, gruplar kendi kendilerine hareket etmeye başladı. Heykelde hatıra fotoğrafı çektirenler de vardı; Hamas ve Bin Ladin’in İsrail’i vurması niyetine“Kana kan intikam” diye bağıranlar da.
Bu posttaki fotoğrafların sahibi Newsweek Türkiye’den Metin Under seyyar satıcıların gösteriler biterken “ne güzel devam ediyorsunuz, haydi haydi” diye seslendiğini söylüyor. Aslında epey para kazanmış olmalılar; Filistin bayrağı 5 lira, Filistin puşisi diyerek kefiye niyetine satılan Diyarbakır poşusu 10 lira, hangi akla hizmet satıldığını anlamadığım kovboy şapkaları –birkaç tane talibi de çıktı doğrusu- 15 liraydı.
Fotoğraflar: Metin Under
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eve dönmenin yolları
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bazı filmler kendinden başka hiçbir şeyle anlatılmıyor. O kadar yoğun oluyorlar ki ne bir kitap ne bir film ne de bir geçmiş an geliyor ...
-
The Village from Pedro Sousa | visuals on Vimeo . Arkadaşlarım bir bir tatile gidiyor. Öyle tatil köyü, otel motel sevmiyorlar. Küçücük kö...
-
Bir yaz sabahı Haydarpaşa’dan kalkan Toros Ekspresi’ne atlayalı neredeyse 20 yıl olmuş. Hep otobüsle kat ettiğim İstanbul-İskenderun güzergâ...
-
Bu piyano, bu ses, bu söz... Bir dünya. Fısıldaşın dalgalar. Pıçıldaşın lepeler...
-
Dağ başında bir bakkal dükkânı. Muz ve incir tezgâhlarının yakınında. Dışarısı kavruluyor, içeride klima serinliğinden burnunu çıkarmak iste...
-
Ken Loach'un son filmi 'Old Oak'unu daha seyredemedim, gerçek anlamda son filmiymiş meğer. 87 yaşında. Kendisi açıklamış. Aslınd...
-
Eski defterlerimden birine not almışım: Telefonun çalmıyorsa bil ki benim. Jimmy Buffett... Kimdir bu adam? Tamam havalı bir laf da, niye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen ne dersin?